REFKAR, REALİST HEDEFLELERLE YOLUNA DEVAM EDİYOR
Refkar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Herman Haçaduryan: "Biz bu sene ihracatı beşe katladık. Refkar içerisinde gelen talebi yetiştirebilmek adına, üretimi çift vardiyaya çıkarmak durumunda kaldık."
12 yıllık Refkar tecrübesi üzerine kardeş firma olarak adlandırdıkları Teamex’i ekleyen Refkar’ın Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Herman Haçaduryan ile hem Refkar hem sektör hem de yeni firmaları Teamex üzerine sohbet etme imkânı yakaladık. Her zamanki gibi keyifle geçen söyleşimizi sizlerle de paylaşmak istedik.
∂ Pandeminin Refkar üzerinde etkileri neler oldu? Bu bağlamda nasıl bir yıl geçirdiniz?
Dünyamız için bu yıl güzel geçmedi ama Refkar için güzel geçti diyebilirim. Başlıca sebebi de şu oldu; bizim piyasada bildiğiniz üzere İtalyan, Alman, Çinli, Amerikalı imalatçılar var. Şimdi onlar bu covid-19 süresince üretime ara vermek zorunda kaldıkları için, o tarafta bizim de daha önceki senelerde takip ettiğimiz potansiyel müşterilerden sipariş alma imkânı doğdu. Çünkü İtalya 1,5-2 ay kadar komple üretimi durdurdu, insanlar işe gidemedi. Biraz daha hakkaniyetli ve etik olmak için oradaki rakiplerimize de ulaştım ve fabrikamızın açık olduğunu, üretime devam ettiğini bildirdim. Acil yetiştirmeniz gereken bir siparişiniz varsa, sizin adınıza üretim de yapabiliriz diye bilgi verdim. Olumlu yönde karşılandı ama tabii böyle bir talepleri olmadı. Demek istediğim, pandeminin o yönde olumlu bir etkisi oldu. Biz bu sene ihracatı beşe katladık. Refkar içerisinde gelen talebi yetiştirebilmek adına, üretimi çift vardiyaya çıkarmak durumunda kaldık.
Bu arada Yeşilköy’deki ofise taşındık. Satış birimimiz Hadımköy’de idi, ihracat Kağıthane Ofisimizde idi. Arada bir iletişim kopukluğu oluyordu. Ayrıca daha merkezi bir yere gelmek istedik ki insanlar gelmek istedikleri zaman bir tam günlük program yapması gerekiyordu. Çünkü Hadımköy’e gidiş-geliş malumunuz bayağı bir mesai harcamanız gerekiyor. Dolayısıyla hem merkezi hem biraz daha prezantabl olsun istedik. Sonuçta, çalışma alanı da çalışanların motivasyonlarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyen unsurlardan biri. Tüm bunlardan dolayı buraya taşındık. Bunların haricinde şu an Kırklareli’nde fabrikamız yapılıyor. Böylelikle mayıs sonu gibi başlayıp, yaz sonu üretimimizi de kademeli olarak Kırklareli’ne aktaracağız. Tüm bunlar neticesinden pandemiden ticari olarak etkilenmedik ve bu seneyi yine büyüme ile tamamlayabildik.
‘’BÜYÜME TRENDİNDEN ÇIKMADAN SENEYİ HACMEN BÜYÜYEREK TAMAMLAMIŞ OLDUK’’
∂ Pandemi ekonomik açıdan bizi olumsuz etkilemedi ve büyümemiz devam etti dediniz. Peki pandemi olmasaydı büyüme hedefiniz ne idi, pandemi dolayısıyla ne oldu?
Biz hedeflerimizi biraz realist tutmaktan yanayız. Mesela bu sene bir birim hedefliyorken önümüzdeki sene hedefi iki birim olarak düşünmüyoruz. Tabi herkesin istediği şeyler bunlar ama global ekonomik trendler var, üretim trendleri var. Biz ne kadar yatırım yapıyorsak pazarlama ve satışa, rakiplerimiz de o kadar yatırım yapıyor. Dolayısıyla biz ne kadar çok çalışıyorsak, onlarda o kadar çok çalışıyor. Bizim aslında bu sene, yaklaşık olarak geçen senenin rakamları üzerinden %15 olarak büyüme hedefliyorduk. Ama dediğim gibi iç piyasada biraz durgunluk oldu. Ama ihracat tarafında bayağı ciddi bir artış yakalayabildik. %500’lük bir rakamsal artış oldu. Bu da iç piyasadaki durgunluğu hem kompanse etti hem de genel anlamda seneyi biz %22-23’e yakın büyümeyle tamamlayabilmiş olduk. Yani, yine büyüme trendinden çıkmadan seneyi hacmen büyüyerek tamamlamış olduk.
Bu arada tüm bu çalışmalar yapılırken; fabrikada ve ofislerimizde biz de önlemler aldık. Mesaiyi çift vardiyaya böldük. Bunun sebebi talebi karşılayabilmek için atılmış bir adım olsa da bir yandan da fabrika içindeki insan yoğunluğunu azaltmak istememizdi. Onun haricinde aldığımız farklı önlemler de oldu. Maskeler, el dezenfektanı, koruyucu elbiseler, gözlükler gibi mümkün mertebe tüm önlemleri almaya çalıştık. Çok şükür şimdiye kadar bir vaka çıkmadı.
‘’REFKAR’IN KARDEŞ KURULUŞU TEAMEX’’
∂ Şimdi de yeni firmanızdan bahsetmek isteriz. Bize anlatır mısınız? Teamex için Refkar’ın bir atılımı diyebilir miyiz?
Aynen öyle kardeş kuruluş diyebiliriz, yavru firma diyebiliriz. Daha 3 ay önce faaliyetlerine başladığımız bir firma. Bu arada bizim pandemi sürecinde yaşanmış olan, sektörün yaşamış olduğu veya farklı sektörlerde yaşanmış olan sıkıntılar sonucunda ortaya çıkan bir fikir oldu bu.
Örneğin, Rusya’ya bir ürün satmak istiyorsunuz ya da Cezayir’e bir ürün satmak istiyorsunuz, bu ülkelere ürün satmak istiyorsanız birinci şart o ülkenin dilini bilmeniz. Üründen bile daha önemli Rusça biliyor olmanız veya işte bu sahra altı veya kuzey Afrika ülkelerine baktığınız zaman orada da Arapça ya da Fransızca konuşuyor olmanız lazım. Çünkü İngilizce o taraflarda çok popüler bir dil ne yazık ki değil, yani o yüzden bu dil problemi özellikle ürünün bile önüne geçen bir problem. Şimdi özellikle pandemi sürecinde firmalar personel istihdam etmek istemediler, bunun farklı gerekçeleri vardı. Hem ekonomik olarak önlemler almak istediler, ne olacağı belli olmayan bir süreç, ne kadar süreceği belli olmayan bir süreç. Bu durumda personel istihdam etmek istemiyorlar, çünkü ekonomi ne yöne evrilecek, o tam olarak belli değil. Dünya ekonomisi hiçbir zaman senkronize olarak olmadı. Bu bileşik kaplar teorisi gibi, bir taraf duruyorsa bir taraf yükseliyordur. Şimdi ilaç ve koruyucu ekipmanları yükseliyor, o durduktan sonra başka bir şey yükselecek. İşte şu an mesela neye ihtiyaç var? Almanya’da üretilen ilacın -70 derecede tutulması gerekiyor. Şu an soğutma ihtiyacı var. Soğuk odacılar özellikle harı harıl ar-ge çalışmaları yapıyorlar. Niye? -70 soğuk zincirin korunması gerekiyor yani fabrikadan çıktıktan, Türkiye’deki depoya, hatta uygulanacak kişiye gidene kadar -70’te tutulması gerekiyor. Şu an mesela baktığınız zaman iklimlendirme sektörü çalışıyor. Ama dediğim gibi bir yandan da firmalar personel yatırımı yapmak istemiyor. Sadece personel yatırımı değil bununla beraber gelen bir sürü yatırım var. Bir Rusça bilen bir personel aldığınız zaman Rusça bilen personel genelde Rus asıllı birisi oluyor, işte onun çalışma izni, ofisteki alt yapısının hazırlanması gibi. Bilmediğiniz bir pazara giriyorsanız, nasıl bir potansiyelle karşılaşacağınızı bilmediğiniz bir yatırım yapmış oluyorsunuz. Birincisi bu, ikincisi firmaları pazara hazırlamak. Yeni bir ürünle, yeni bir markayla, yeni bir pazara girdiğiniz zaman oradaki işte bilinirliğinizin, görünürlüğünüzün arttırılması gerekiyor. Bunları yapacaksınız ki insanlar sizi daha çabuk fark edebilsin. Çünkü şu an niş sektörler, yani dünyada öyle bir sektör kalmamıştır diye düşünüyorum. Bu ürünü bir tek ben yapıyorum dediğiniz bir sektör herhalde yoktur. Yani telefon dediğini zaman da 10 tane, 20 tane markası var. İklimlendirme dediğiniz zaman da 200 tane markası var, masa, sandalye, bardak aklınıza ne geliyorsa bu ürünleri yapan bin tane firma var. Baktığınız zaman şu an Covid aşısının bile kaç tane imalatçısı, üreticisi çıktı. Çinliler ayrı yaptı, Amerikalılar ayrı yaptı Ruslar ayrı yaptı, Almanlar ayrı yaptı. O bile tekel değil, hiçbir şey tekel değil. Dolayısıyla rekabet yoğun bir pazara giriyorsanız, sizin o pazarda fark edilirliğinizi, görünürlüğünüzü, bilinirliğinizi bir şekilde arttırmanız gerekiyor. Bu da nasıl yapılır? Bir sürü şeyi var tabiki bunun için, ama şu an en popüler olan araç dijital reklamlar. İşte linkedin üzerinden facebook üzerinden instagram üzerinden bir reklam çalışması mesela. Bunların hepsinin çalışmalarının yapılması için, tüm bu firmaların ihtiyacını karşılayacak tek bir çözüm sunmayı planladık biz. Bir pazara girmek mi istiyorsunuz? Örnek olarak, Rusya pazarı üzerine konuşuyorum. Rusya pazarına girmek için, biz sizin adınıza ürününüzü orada pazarlayalım, biz sizin ürününüzü orada tanıtalım. Mesela, üç aylık bir çalışma mı yaptık karşılıklı veya ürün grubuna göre belki iki aylık, belki altı aylık bir çalışma mı yaptık… Bu çalışmanın sonucunda, siz personel istihdamı ve bunun alt yapısı ile ilgili çalışmaları yapmak istiyorsanız, bu ürün çalışmanın sonucuna göre bu çalışmayı yine yapın. Biz en azından oradaki pazara giriş aşamasında size yardımcı olmuş olalım, en azından bu konuda size destek vermiş olalım. Bizim Teamex’in aslında ana fikri bu. Biz firmaları yurtdışı pazarlara hazırlamak, dijital görünürlüklerini arttırmak ve satın alma danışmanlığı da veriyoruz. Firmaların yeni bir tedarikçiye ihtiyaçları olduğu zaman, globaldeki kontaklarımızla, çözüm ortaklarımızla doğru ürünü doğru fiyata doğru tedarikçiden alınması konusunda da genelde proje bazlı destek veriyoruz.
‘’BEN, BU SÜREÇTE DİJİTALLEŞMENİN HIZLI BİR ŞEKİLDE HAYATIMIZA GİRİP YERLEŞTİĞİNE İNANIYORUM’’
∂ Dijitalleşmeden de bahsettiniz biraz ama bu konuya hem Teamex’de hem Refkar’da önem verdiğinizi biliyoruz. Pandemiden dolayı sadece bizim sektör değil bütün sektörler dijitalleşmek zorunda kaldı. Sizce bizim sektördeki yansımaları nasıl olur? Yani geçiş dönemi zorladı mı firmaları yoksa daha mı kolay alışveriş yapar hale getirdi?
Şimdi şöyle, bizim sektörü hızlı bir adaptasyon sürecine soktu. Çünkü firmalar şunu fark etti, bu işi ya şimdi yapacağız ya da tren kaçmış olacak ve biz çok gerisinde kalacağız. Geçen sene yurt dışında önemli bir potansiyel müşteriniz varsa, gidip yüz yüze görüşmemek ayıp oluyordu veya Türkiye’de de öyle bir firmayla yüz yüze görüşme yapmadan satış toplantısı yapmak ayıp bir şey oluyordu. Ama şimdi baktığınız zaman şu an ayıp olan ofisine gitmek. Çünkü hijyenik şartlar, salgın vs. firmalar ofisine misafir kabul etme konusunda biraz daha temkinli davranıyorlar. Biz çözüm ortaklığını yaptığımız pek çok firmaya mümkün mertebe gitmemeye çalışıyoruz. Sonuçta onlar da özellikle, fabrika içlerinde azami dikkati göstermek zorunda, dışarıyla etkileşimi mümkün mertebe kısmak için biz buna dikkat ediyoruz. Şimdi bütün sektörde buna dikkat etmeye başladı. Mesela geçen sene ben tek bir toplantı için Dubai’ye gittim. Sabah gittim ertesi sabah uçağıyla geri döndüm. Şimdi baktığınız zaman muazzam bir vakit kaybı çünkü bir tane toplantı yaptım, 2 saat sürdü ama o 2 saat için ben 1,5 günümü harcadım. Muazzam bir zaman kaybı, muazzam bir para kaybı ve enerji kaybı. Sonuç olarak ben orada harcadığım 1,5 günü, burada çok daha verimli şeylere harcıyor olabilirdim. Şimdi aynı toplantıyı bu sene nisan ayında online yaptık, 20 dakika sürdü. Aynı konuları konuştuk, sıfır zaman kaybı. Çünkü siz yurtdışında bir yere gittiğiniz zaman veya bir misafir geldiğinde, evet abi otur hemen neydi şu teklif gibi olmuyor. Özellikle yurtdışına gittiğiniz zaman İstanbul nasıl, boğaz nasıl, kebap nasıl, baklava nasıl, hani ilk önce böyle bir konuşmalar oluyordu. Bunların hepsi ortadan kalktı. Baktığınız zaman bizim sektörde bu sürece çok hızlı bir şekilde adapte oldu, dijitalleşti. Yani en azından toplantılar dijitalleşti. Şu an tüm kurul ve kuruluşlar ve pek çok firma da toplantılarını webinardan düzenlemeye başladı. Bu süreçte pek çok firma web sitesini güncelledi. Online satışlar yapabilen firmalar için, online satışlar hayatımıza girdi. O yüzden hızlı bir adaptasyon süreci geçirdik ama ben bu adaptasyon süresince edinmiş olduğumuz belirli alışkanlıkların da hayatımızda pandemi sonrasında da kalacağına inanıyorum. Pandemi süreci bittikten sonrada tekrar seyahat edebilir hale geldiğimizde, bence insanlar fuarların verimliliğini bile bu süreçten sonra en azından belirli bir süre sorgulayacaktır. Ben alım heyetlerini son derece verimli olduğunu düşünüyorum. Yani bu süreçte edinmiş olduğumuz alışkanlıklar bu süreçten sonra da kalacak. Sektör dijitalleşti diyebiliriz. İnsanlar bence bu süreçte yaptıkları seyahatlerdeki zaman kayıplarının farkına vardı, online toplantıların ne kadar verimli olabileceğinin farkına vardı, ben sonuçta sattığım ürünü Dubai’ye giderken yanımda götüremiyorum, benim en küçük ürünüm 70 kg. Yani gittiğimde o toplantıda ne konuşuyorsam, burada bilgisayar başında da onu konuşuyorum. Hatta daha verimli konuşuyorum, bir şey olduğu zaman direkt gösteriyorum, üretime bağlanıyorum, görsel yapıyorum yani. Ben, bu süreçte dijitalleşmenin hızlı bir şekilde hayatımıza girip yerleştiğine inanıyorum.
∂ Sektörümüz özelinde düşünecek olursanız, sizce gerçek bir dijitalleşme mi yaşadı, yoksa sadece toplantılar dijital oldu da geri kalan her şey aynı mı kaldı?
Bizim sektör özelinde konuşacak olursak; mesela bizim ürün online olarak satılamaz. Çünkü bizim her üç üründen birinin hesaplanması lazım, tasarlanması lazım, çiziminin ayrı yapılması lazım, ürün ağacının ayrı oluşturulması lazım vs. gibi bir sürü süreci var. Dolayısıyla bizim ürün özelinde o kadar dijitalleşemeyiz, yani online satışa uygun değil. Bizim sektörün geneline baktığınız zaman da aslında çok uygun değil. Belirli ürünler var, fanın belirli kapasiteleri vardır, belirli modelleri vardır, kombinin belirli ebatları vardır ona göre yapılır ama bir chiller ünitesini online satamazsınız yani chiller üzerinde konuşulacak bin tane konu var, tasarımı var, dizaynı var, kapasitesi var, modellemesi var, üç boyutlu tasarımlarının hazırlanması var vs. baktığınız zaman bunlar ucuz ürünler de değil. Dolayısıyla komple bir dijitalleşme zor. Eğer ürününüz ve üretim alanınız buna uygunsa, full otomasyona dönüşebilinir. Ama dediğim gibi bizim sektörde o tip bir dijitalleşme belirli ürünlerde mümkün ama bizim ürün özelinde, ısı değiştiricilerine baktığınız zaman mümkün değil.
‘’BELKİ BU PANDEMİ YAŞANMAMIŞ OLSAYDI, BUNLARIN HEPSİNİ ÜÇ SENELİK BİR SÜREÇTE YAPIYOR OLACAKTIK’’
∂ Dijitalleşme için; ‘’Ülke olarak ERP’de de BİM’de de hep gecikmeler yaşadık ama tüketiciyle üretici arasındaki uyumu yakalayabilmek adına mecburi gecikmeler. Ama dijitalleşme de o gecikmeye takılmak zorunda kalmadık, çünkü bir an evvel geçmek zorundaydık’’ diyebilir miyiz?
Evet. Aslında takılmamak zorunda kaldık. Çünkü mecbur olunduğu için buna bir adaptasyon sağlandı ve geçiş sağlandı. Herkes gitti, bu online görüşmelerin yapıldığı teçhizatı satın aldı, kameralar alındı, ses düzenekleri, toplantı odaları toparlandı, tasarlandı ve biraz daha prezantabl hale getirildi. Belki bu pandemi yaşanmamış olsaydı bunların hepsini üç senelik bir süreçte yapıyor olacaktık, ama şu an firmalar bunu birinci önceliği haline getirip, hızlı bir şekilde bu süreci geçirdiler. Bence iyi de oldu.
∂ Ürün gamınıza eklenen yeni ürünleriniz var mı?
Ürün gamımıza yeni kattığımız ürünler var. Karbondioksitli ürünler. Şu an mesela Avrupa biraz daha soğutucu akışkanlardan ziyade, özellikle İskandinav ülkelerinden propan karbondioksite yönelik ürün talepleri geliyor. Dolayısıyla bu talepleri karşılayabilmek için, bu alanda bir ürün geliştirme yaptık. Bunun haricinde buhar eşanjörleri var. Paslanmaz çelik eşanjörlerinin üretimini yapmaya başladık. Plastik gövde, titanyum boru veya komple titanyum boru eşanjörlerinin imalatını ürün gamımıza aldık. Ayrıca proje bazlı farklı ürünler de ürün gamımıza yavaş yavaş katıyoruz. Mesela bundan 3 sene önce bitcoinin Gürcistan’daki data centerinin soğutucu eşanjörlerinin büyük bir kısmını biz vermiştik. O data centerda kullanılan gövdesi sadece ayna ve boru eşanjörleri de ürün gamımıza kattık. Çünkü bunlar data merkezlerinde sıklıkla kullanılan direkt soğutucu akışkanı iletken olmayan, elektrik devrelerinin içine sokularak soğutmasının yapıldığı özel soğutucu akışkanı soğutan bir eşanjör, onu da ürün gamımıza aldık. Web sitemiz de tekrar güncelleniyor. Bütün bu yeni ürünleri kapsayacak bir şekilde bir web sitesi tasarlanıyor. Onun haricinde yeni diyebileceğim önümüzdeki sene, inşallah bir aksilik olmazsa, şubat sonundan itibaren seçim programımız, firmaların kullanarak kendi seçimlerini yapabildiği yazılımımız güncellendi. Bütün bu yeni ürün segmentlerinin yani standarttaki yeni ürün segmentlerinin hepsinin özel tasarlanması gerekir, dolayısıyla bunla ilgili standart bir ürün yok ama standart ürün gamımızın tamamını kapsayacak şekilde yeni soğutucu akışkan gazlarla beraber bir ürün seçim programı çalışması da yaptık İtalyan çözüm ortağımızla beraber. Bu da bir aksilik olmaz ise önümüzdeki şubat ayı içerisinde çözüm ortaklığını yapmış olduğumuz firmalara verilebilecek hale gelecek.
∂ Refkar’da satış ve pazarlama üzerine görev alıyorsunuz, peki Teamex’deki göreviniz ne olacak?
Teamex’de kurucu ortağım ben, firmanın tanıtım yüzü rolünü üstlendim orada ama tabiki Refkar’ın rolü de aynı şekilde devam edecek. Teamex’deki görevimi de eklemiş olduk.
∂ Peki Teamex için önümüzdeki sene bir hedefiniz var mı? Yoksa ancak oturtacağız firmayı mı diyorsunuz?
Önümüzdeki senenin ilk yarısına kadar dediğiniz gibi ancak firmanın yapısı oturmuş olur. Yine aynı örneği vereceğim bir eve taşınmak gibi eve taşındığınız zaman evde yaşamaya başlamıyorsunuz, ama evdeki bütün eşyaların yerine yerleştirilmesi, yeni yerlerinin bulunması gözünüzün ona alışması, sizin eve alışmanız her şey böyle bir süreç içinde ilerliyor dolayısıyla Teamex’de de önümüzdeki yılın ilk yarısının sonuna kadar, biz genel bağlamda kendi oryantasyonumuzu tamamlarız diye düşünüyorum. Tabi ki bu süreçte gelen talepleri karşılamaya devam ediyor olacağız. Ama şu an hedef belirlemek için erken ama belirli hedeflerimiz var. En azından belirli ürün gruplarını seçtik, hangi ürün gruplarına hizmet vereceğimizi seçtik. Mesela biz Teamex olarak alsa ilaç satmayacağız, o başka bir uzmanlık alan. Yarın öbür gün işler değişir, bu işten anlayan uzmanlar alırız. İşi ehline yaptırın derler bizde ehli olduğumuz konular üzerinde ilerlemeyi düşünüyoruz ilk başta. Daha sonra ekipte bir zenginleşme, bir farklılaşmaya gidersek o zaman farklı konulara çözüm üretebiliyor oluruz. Ama şu an daha bizim kısa veya uzun süreli bir plan yapmamız için biraz daha erken. Önümüzdeki yılın ilk yarısı sonucunda, 5 yıllık plan, 3 yıllık plan ve hedeflerin konması konusunda daha verimli bir şey yapabiliriz.
‘’ÖNÜMÜZDEKİ SENE İÇİNDE EN AZ BİR %17-18 BÜYÜME ÖNGÖRÜYORUZ’’
∂ Peki Refkar konusunda hedefleriniz belirlendi mi?
Refkar konusunda hedeflerimiz tabi ki belli. Önümüzdeki sene içinde en az bir %17-18 büyüme öngörüyoruz. Şu dönemde yurtdışından çok fazla talep aldık. Bir süredir takip ettiğimiz potansiyel müşterilerden de firmalardan da talepler aldık ama bunun ne kadar reel bir büyüme olduğunu ancak önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde göreceğiz. Şu an pandemiden etkilenen ülkeler de üretime geri döndü. Biz bu süreçte kazandığımız müşterilerin hepsini elde tutmak için gerekli bütün çalışmaların hepsini yapacağız ama bizim ürünler biraz da belirli satın alma alışkanlığı olunan ürünler, yani siz eve devamlı aynı marka meyve suyunu alıyorsanız bir defa o meyve suyunu markette bulamadığınız için başka marka alıp, sonra o markayı almaya devam etmeyebilirsiniz. Yani sonra o kullandığınız diğer markaya dönme ihtimaliniz her zaman ortada. Biz bu süreci iyi değerlendirdik, en azından ürün ve hizmetlerimizi bir süredir takip ettiğimiz firmalara sunma fırsatı yakaladık. Bunun ne kadar kalıcı olacağını önümüzdeki süreçte görüyor olacağız, tabi ki o firmaları takibe devam edeceğiz. Diyeceğim şu; Refkar’ın hedeflerini belirlerken ‘’bu sene 5 kat büyüdük önümüzdeki sene 10 kat büyüyeceğiz’’ gibi bir hedef koymadık. Yine biraz realist bir hedef koyduk, fazlası olursa sürpriz olur.
Haberleri paylaşmak ister misiniz ?