Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope’nin yayınladığı son rapora göre Türkiye, rüzgar sanayisi işletme sayısı sıralamasında 26 ülke arasında ilk 5’te yer alıyor.
WindEurope tarafından yayınlanan "Avrupa'da Rüzgar Enerjisi ve Ekonomik İyileşme" raporuna göre Türkiye, rüzgar sanayisinde yer alan işletme sayısı sıralamasında 5. sırada bulunuyor. Tüm Avrupa’da bulunan 248 adet türbin ve bileşenlerini üreten tesislerin 12’sinin yer aldığı ülkemiz, rüzgar enerjisi sektöründe stratejik bir konumda bulunuyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgar enerjisi santrallerine A’dan Z’ye servis hizmetleri sunan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, her yeni türbinin üretilmesi ile ortaya çıkan ekonomik hacmin ekonomiden istihdama, enerjiden çevreye kadar birçok alanda faydasının olduğunu ve Türkiye’nin bu konuda daha da söz sahibi olması için yatırımcıları teşvik edici çözümlere desteğin sağlanması gerektiğini belirtiyor.
COVID-19 krizinde dirençli duruş sergileyen rüzgar enerjisi, yeşil ekonominin gelişiminde kritik bir rol oynuyor. Özellikle çevreci ve düşük maliyetli enerji sağlayan rüzgar enerjisi sektörü için en önemli nokta türbinlerin üretimi ve sonrasında gerçekleşen bakım ve onarım süreci. Son 10 yılda rüzgar enerjisine yapılan yatırımların ülke ekonomisine katkısında ve enerjideki dışa bağımlılığı azaltmada önemli kazanımlar sağladığına dikkat çeken Ali Aydın, doğal kaynak olan rüzgarın enerjiye dönüşümünde kilit rol üstlenen türbinlerin ve bileşenlerinin üretiminde söz sahibi olmanın rüzgar enerjisinde de doğrudan söz sahibi olmanın önünü açtığını aktarıyor.
Rüzgarın enerjiye dönüşmesini sağlayan türbinlerin üretiminde, santrallerin işletilmesinde ve türbinlerin bakımlarında birçok kişi yer alırken, Avrupa’da 300 bin, Türkiye’de ise yaklaşık 17 bin kişi rüzgar enerjisi alanında istihdam ediliyor. Her yeni türbinin 10 milyon euro değerinde ekonomik faaliyet sağladığını belirten Ali Aydın, bu türbinlerin üretiminde, işletilmesinde ve bakımlarında Türkiye’nin imzasının her geçen gün artmasının getireceği pozitif etkilerinin göz ardı edilmemesi ve bu süreçlerde yatırımcılara teşvik edici desteklerin sağlanması için çözümlerin üretilmesinin gerektiğini aktarıyor.
Düzenli ve düzensiz bakımlarla ekonomik ömürlerine destek olunan rüzgar türbinlerinin sağlıklı çalışabilmelerinde gelişen teknolojinin ve uygulamaların katkısı da oldukça büyük. Ülkemizde sundukları bakım ve hizmetlerin Avrupa’daki yüksek hizmet standartlarını aratmadığını vurgulayan Ali Aydın, sahip oldukları teknolojik altyapı, nitelikli çalışma arkadaşları ve tecrübe ile rüzgar enerjisinin bel kemiği olan türbinlerin verimlilikleri artırdıklarını ve yatırımcılara doğrudan kazanç sağladıklarını ifade ediyor. Bu alanda Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) çatısı altında sektörel odaklanmanın tam olduğunu vurgulayan Aydın, Türkiye’nin ekonomik ve çevresel kazanımları açısından tüm sektörün var gücüyle çalışmaları sürdürdüğünü ve ülkemizi gelecek raporlarda daha üst sıralarda görmeyi hedeflediklerini
sözlerine ekliyor.
Haberleri paylaşmak ister misiniz ?