Her yıl Ocak ayının ikinci haftasında kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan GENSED Başkanı Halil Demirdağ, artan güneş enerjisi yatırımları sayesinde Türkiye’nin başta doğalgaz olmak üzere fosil yakıt ithalatını azaltmanın mümkün olduğunu vurguladı.
Enerji kaynaklarının verimli kullanımına dikkat çekmek amacıyla kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası dolayısıyla özel bir açıklama yapan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Halil Demirdağ, temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan güneş enerjisine yönelik her yatırımın Türkiye’nin doğalgaz başta olmak üzere fosil yakıt ithalatını büyük oranda azaltacağını belirtti.
Açıklamasında Türkiye’nin güneş enerjisi konusundaki yatırımlarına hız verdiğini belirten Demirdağ, şunları söyledi: “Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları, özellikle de güneş açısından çok şanslı. Şu sevindirici bir gerçek ki, son 5 yılda bu şans daha iyi görüldü ve güneşin değeri daha net anlaşıldı. Türk güneş enerjisi sektörü, sıfırdan başladığı güneş enerjisinde kurulu gücünü 5 GW’ı aşkın bir noktaya taşıma başarısı göstermiş olarak 2019 yılına adım attı. Rakamlar her 1000 MW’lık GES’in 110 milyon dolarlık doğalgaz ithalatını önlediğini gösteriyor. Ulaşılan 5000 MW’lık güç sayesinde Türkiye bu yıl itibariyle ithal doğalgaza 550 milyon dolar daha az ödedi. Yani elektriğini kendi enerji kaynağı güneşten üreterek kaynaklarının dışarıya gitmesini önlemiş oldu.”
Demirdağ, açıklamasına şöyle devam etti: “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız da her yıl 1000 MW olmak üzere 10 yılda toplam 10 bin MW kurulu güç ilave edilmesi hedefini ortaya koydu. Türkiye’nin 100’üncü yılı olan 2023’te hedef, 15 GW’a ulaşmak. Bu ivme, sektör için çok sevindirici. Çünkü yerli ve milli enerji kaynağı güneşe yapılan her yatırım, Türkiye’nin ekonomisinin yolunu açar. Güneş enerjisi teknolojisindeki gelişmeler ve artan yatırımlara bağlı olarak toplam enerji üretiminde güneşin payının artması; ithalata ayrılan bütçede düşüş, cari açığın azalması, GSYH’da iyileşme ve yeni istihdam imkanları gibi ekonomik faydaların yanı sıra, Türkiye’nin kendi enerjisini kendi kaynaklarından üreterek enerji bağımsızlığını kazanması ve arz güvenliğini sağlaması açısından da büyük önem taşıyor.”
ENERJİ KAYBININ ÖNLENMESİ İÇİN BÖLGESEL ÜRETİM DESTEKLENMELİ
Güneşin Türkiye’deki toplam elektrik üretimi içindeki payının yüzde 2,5’i bile bulmadığını ve bu oranın kesinlikle artması gerektiğini vurgulayan Demirdağ, açıklamasını şöyle bitirdi: “Bunun için de hem yeni kapasiteler yaratılarak GES yatırımları desteklenmeli hem de mesken, işyeri ve fabrikaların elektriğini güneşten ucuza üretmesine ve ihtiyacı kadarını kullandıktan sonra fazlasını sisteme satmasına olanak sağlayan sistemin de önü açılmalı. Ayrıca, iletim hatlarından kaynaklanan elektrik kayıplarının önüne geçilmesi için elektriğin uzak mesafeler arasında taşınması yerine bölgesel üretime ağırlık verilmeli. Güneş enerjisinin her açıdan desteklenmesi; Türkiye’nin ithalat faturasını düşürdüğü ve fosil yakıt talebini azalttığı gibi, bireysel kullanıcılarının da bütçelerini dengeler. Biliyoruz ki, gelecekte kaynağından çıkarılması yoğun emek gerektiren fosil yakıtların yeri yok. Gelecek sürdürülebilir, temiz ve yeşil enerjide. Bu nedenle 20 yıl içinde 5 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşması beklenen güneş ekonomisinde Türkiye söz sahibi gelişmiş ülkeler arasında mutlaka yerini almalı.”