Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin (Ernst & Young) Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’ne göre; yenilenebilir enerji, dünyanın COVID-19 pandemisi ile mücadelesi sürürken, uzun vadeli yatırım açısından ‘güvenli liman’ olarak görülüyor. İklim değişikliği ve çevresel faktörler yenilenebilir enerji yatırımlarına ilginin artmasına destek olurken, önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji sektörünün COVID-19 pandemisinin olumsuz etkilerinden hızlı toparlanacağı öngörülüyor
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY, 55. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) sonuçlarını açıkladı. 40 ülkenin yenilenebilir enerji yatırımları bakımından sıralandığı endekste, ABD ve Çin ilk iki sırada yer alıyor. Endeks sonuçlarıyla oluşturulan rapora göre; yenilenebilir enerji sektörünün, COVID-19 pandemisinin neden olduğu küresel yavaşlamaya rağmen, hızlı bir toparlanma göstermesi bekleniyor. Raporda; yenilenebilir enerjinin uzun vadeli yatırımlar için ‘güvenli liman’ oluşturduğu belirtiliyor.
Yatırımcının, toplumun geleceğine katkı sağlayan şirketlere ilgisi artıyor
Raporda; iklim değişikliği ile birlikte diğer çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularının şirketlerin gelecekte değer yaratma potansiyelleri üzerinde giderek daha fazla belirleyici olduğuna dikkat çekiliyor. Kurumsal yatırımcıların işletmelerden güçlü bir finansal performansın yanı sıra toplumun geleceğine sağladıkları katkıyı göstermelerini talep ettiklerine vurgu yapılıyor. Bunun bir sonucu olarak şirketler emisyon değerlerini azaltmaya yönelik kurumsal stratejilerini yeniden gözden geçirerek, yönetişimlerini güçlendiriyor ve sürdürülebilirlik ilişkili raporlamalarını geliştiriyorlar. Bununla birlikte rapora göre; kurumsal yatırımcılar yenilebilir enerji altyapılarına aktardıkları sermayeyi artırarak iklim değişikliği ilişkili risklerini azaltmaya çalışıyorlar.
“Temiz enerjiye daha fazla odaklanılacak bir döneme giriyoruz”
“ESG, bu yılın başında çok gündemde olan bir konuydu ve iklim değişikliği etkileriyle birlikte yenilebilir enerji yatırımlarında COVID-19’a rağmen uzun vadeli bir itici güç olmaya devam ediyor” diyen EY Türkiye Şirket Ortağı ve Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş şu değerlendirmede bulundu: “Hava kirliliği seviyeleri, pandeminin bir sonucu olarak fosil yakıt tüketiminin azalmasıyla kayda değer bir şekilde düşüş gösterdi. Yatırımcıların ve şirketlerin sürdürülebilir, temiz enerjiye daha fazla odaklanılacakları bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki dönemde özellikle rüzgâr ve güneş enerji yatırımlarında depolama ile birlikte hareketlenme göreceğiz.”
ABD rüzgâr enerjisine 57 milyar dolar yatırım planlıyor
EY Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde ABD, 2016 yılında bu yana ilk kez birinci sıraya yükseldi. Raporda ABD’nin yükselişinde Üretim Vergi Kredisi’nin kısa vadeli olarak uzatılmasının ve offshore rüzgâr enerjisindeki uzun vadeli büyümenin etkili olduğu ifade ediliyor. ABD, 2030 yılına kadar rüzgâr enerjisine 57 milyar dolar yatırım yaparak 30GW yükseltmeyi planlıyor. Öte yandan Çin’in yenilenebilir enerji büyümesinde, hükümetin teşvikleri keserek daha rekabetçi bir ortam yaratmaya çabalaması ile yavaşlama olduğu görülüyor. Bununla birlikte COVID-19 sürecinde talebin baskılamasının, Çin’in endekste ikinci sıraya gerilemesinde etkili olduğu belirtiliyor. Ancak Çin için uzun vadeli beklentilerin olumlu seyrini sürdürdüğü görülüyor. Nükleer enerjiden kademeli olarak uzaklaşan Fransa ise endekste bir basamak yükselerek üçüncü sıraya geldi.
Birleşik Krallık ve İspanya yenilenebilir enerjiye yöneliyor
Dönüm noktası niteliğinde bir tasarı ile onshore rüzgâr ve güneş enerjisi projelerini gelecek kur farkı sözleşmeleri ihalesine yeniden dâhil etmeyi planlayan Birleşik Krallık, endekste altıncı sırada yer alıyor. COVID-19’dan en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan İspanya, yeni koalisyon hükümetinin gündeminde iklim ve enerji politikasının öncelikler arasında yer almasının etkisiyle, endekste dört basamak birden yükselerek on birinci sıraya yerleşti. İspanya’nın rüzgâr ve güneş enerjisinde agresif ancak gerçekleştirilebilir planlar belirlediği ve çok sayıda yatırımcının İspanya’nın orta vadeli görünümüne ilişkin iyimser bir tutum sergilediği ifade ediliyor.
Enerji depolama yatırımları hız kazanacak
Büyük ölçekli enerji depolamanın elektrik sistemlerinin dekarbonizasyonundaki önemine vurgu yapılan raporda; tesis bazında batarya depolama yatırımlarının teşvik edilmesi için koşulların iyileştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Elektrik şebekelerinin dekarbonize edilmesiyle birlikte büyük miktarlarda enerjinin depolanmasına ihtiyaç duyulacağına dikkat çekilirken, tesis ve geliştiricilerin ise büyük ölçekli bataryalara yaptıkları yatırımları kademeli şekilde artırdıkları belirtiliyor. Rapora göre; 12.6GWh’lik batarya depolamasının 2020 yılında mümkün hale getirilmesi planlanıyor. Plan gerçekleşirse 2020, enerji depolama artışında kaydedilen ilerleme ile rekor bir yıl olacak. Uzun vadede ise kapasitede on üç katlık bir yükseliş öngörülüyor. Şu an 17GWh olan depolama kapasitesinin 2025 yılında 230GWh’ye çıkacağı öngörülüyor.
Enerji verimliliği, akıllı enerji ağları ve düşük karbonlu ulaşım altyapısı projeleri öne çıkacak
Erkan Baykuş, “Mevcut krize rağmen, içinde bulunduğumuz dönem enerji sektörü için bir dönüm noktası. Yatırımcılar, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınmanın stratejiye uygulandığı şirketlere ilgi gösteriyorlar. Bu doğrultuda enerji sektörü liderleri yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliği, akıllı enerji ağları ve düşük karbonlu ulaşım altyapısı gibi sürdürülebilir, uzun vadeli projelere yatırıma yönelik gerekli aksiyonları almalılar” dedi.