İSKİD Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyon Başkanı
Dr. Andaç Yakut: ‘’Uluslararası markaların Türkiye’de üretime başlaması hem sektörün gelişmesine hem de ülkemiz ekonomisinin büyümesine katkı sağlıyor.’’
İklimlendirme Sektörünün en değerli derneklerinden biri olan İSKİD’in Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyon Başkanı DR. Andaç Yakut ile klimalar üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
■ Yeni klima teknolojilerindeki enerji tasarrufu hakkında bilgi verir misiniz?
2013 yılında tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Klimalar ve Vantilatörler İle İlgili Çevreye Duyarlı Tasarım Gereklerine Dair Tebliğ”’in yayınlanmasının ardından 2014 yılından itibaren Türkiye’de üretilen veya ithal edilen klimaların Inverter Klimalar olması zorunlu hale gelmiştir. Inverter Klimalar sabit hızlı klimalara göre %60’a varan elektrik tasarrufu sağlayabilmektedir. Ayrıca küresel ısınmaya etkisinin düşük olması sebebiyle kullanılmaya başlanan R32 gazı da fiziksel özelliklerinden dolayı yüksek verimliliğe fayda sağlamaktadır.
■ Inverter nedir?
Inverter enerji tasarrufu sağlamak için geliştirilmiş yüke göre kapasite veren, gereksiz enerji harcamayan teknolojidir.
‘’INVERTER KLİMALAR SADECE BÜYÜK MEKANLAR İÇİN FAYDALIDIR DEMEK YANLIŞ OLUR’’
■ Inverter klima hangi şartlarda gerçekten tasarruf sağlar? Artıları sadece büyük mekanlar için mi geçerlidir?
Bilindiği gibi klimalarda en çok elektrik tüketen komponent kompresördür. Inverter teknolojisi ise kompresörün çalışma kapasitesini ihtiyaca göre ayarlar. Böylece kompresör duruş ve kalkış yapmaz, araba gibi kendini rölantide çalıştırabilir. Bu sayede daha verimli, daha konforlu ve daha sessiz bir kullanım sağlanır.
Inverter klimalar sadece büyük mekanlar için faydalıdır demek yanlış olur. İklimlendirilecek mekana göre kapasitesi uzman kişilerce doğru olarak belirlenmiş ve montajı doğru yapılmış inverter klimalar sabit hızlı klimalara göre farklılıklarını gösterecektir.
■ Klima pazarını değerlendirir misiniz? Avrupa ile kıyaslanınca Türkiye pazarın neresinde?
2017 yılında Türkiye’deki ev tipi split klima satışlarında uzun yıllardan sonra en parlak dönemini yaşayan İklimlendirme Sektörü, split klima üretiminde Avrupa’nın üretim üssü konumundadır. Uluslararası markaların Türkiye’de üretime başlaması hem sektörün gelişmesine hem de ülkemiz ekonomisinin büyümesine katkı sağlıyor. 2017 envanterine göre ülkemizde 1 Milyon adet yurtiçi satış, 1 Milyon adet de ihracat olmuştur. Bu veriler ile Split klimalarda geçen yıla oranla %22’lik büyüme olarak kaydedilmiştir.
2017 yılında 3,9 Milyar USD olan İklimlendirme Sektörü toplam ihracatı, gelecek yıllarda, çevresel şartların da düzelmesiyle 10 Milyar USD tutara kadar çıkma potansiyeline sahiptir.
Akdeniz ülkelerinde ev tipi klimaların kullanımı %20-50 aralığında iken bu oran ülkemizde henüz %10 civarında. Bu durum, ülkemizde ev tipi klimaların kullanımının giderek artacağı ve pazarın konutlarda büyümeye açık potansiyelini gösterdiği şeklinde yorumlanıyor. Son verilerin ardından Türkiye’de aktif olarak ev tipi klima cihazı kullanıcı sayısının 13 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor.
Sektör, tüm dünyada 70 Milyar USD’ın üzerinde bir Pazar büyüklüğüne sahip ve büyüme eğiliminde. Gelişen teknolojiler ve çevre bilinci ile ürünler inovatif gelişmelere açık. Yenilenebilir enerjiler, hibrid sistemler ve düşük enerji tüketimli sistemlere doğru genel bir yönelim bulunuyor. Bunun sonucunda tüketiciye, çevreye ve topluma duyarlı, yenilikçi, markası güçlü firmaların pazarda söz sahibi olması bekleniyor.
‘’F GAZ YÖNETMELİĞİ SAYESİNDE, AB F GAZ EMİSYONLARI 2030 YILINA KADAR
2/3 ORANINDA AZALACAKTIR’’
■ F gaz yönetmeliğinden bahseder misiniz?
Soğutucu akışkanlar eğer atmosfere salınırsa küresel ısınmaya etki edebilirler. 2006 yılında Avrupa’da yayımlanan F Gaz Yönetmeliği, florlu sera gazlarının özellikle soğutucu akışkan olarak kullanılan HFC gazlarının meydana getireceği bu riski en aza indirmek amacıyla yayımlanmıştır. Montaj ve servis firmaları için sertifikasyon sistemi oluşturulmuştur. Sertifikasyon ve 3 kg ve üzeri soğutucu akışkan içeren sistemlere getirilen zorunlu kaçak kontrolü ile birlikte başarılı bir şekilde emisyonlar azaltılmıştır. (Not: Gözden geçirilmiş F Gaz Yönetmeliği halen kaçak kontrolünü gerektirmektedir fakat sınır değer 5 Ton CO2eş olarak değişmiştir. Bu da 2.4 kg R410A veya 7.4 kg R32’ye eşdeğerdir.) Avrupa Birliği düşük karbon yol haritası 2050 hedefleri kapsamında Avrupa Birliği ve sektör daha fazlasının yapılabileceğine karar verdiler ve bu yüzden gözden geçirilmiş F Gaz Yönetmeliği 2015 yılının başında AB’de yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik düşük CO2eş sahip soğutucu akışkanlarla çalışan cihaz tasarımını teşvik eder. Başka bir deyişle, düşük GWP değerine sahip soğutucu akışkanla çalışan cihaz veya daha az soğutucu akışkan ile çalışan cihaz, fakat ideal olarak her ikisinde de azalma beklenir. (CO2eş ile tanımlanan “HFC tüketiminin kademeli olarak azaltılması” olarak bilinir). Gözden geçirilen F Gaz yönetmeliği sayesinde, AB F Gaz emisyonları 2030 yılına kadar 2/3 oranında azalacaktır (2014 yılına göre). Türkiye’de de Florlu Sera Gazlarına ilişkin yönetmelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 4 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
■ Klimalar ve ısı pompaları için neden R32 gazı kullanılmalı?
Alternatif soğutucu akışkan arayışında; akışkanın ozon tüketme potansiyeli (ODP), küresel ısınma potansiyeli (GWP), enerji verimliliği, güvenlik, ekonomiklik gibi birçok faktör etki eder. Bu faktörleri tam anlamıyla karşılayan mükemmel bir akışkan henüz yoktur. Seçim yaparken bütün bu faktörleri en uygun şekilde karşılayacak, en dengeli seçimi yapmak önemlidir.
R-32, HFC grubundan olmasına rağmen günümüzde sıklıkla kullanılan R410A soğutucu akışkanının sahip olduğu küresel ısınma potansiyelinin (GWP) üçte birine sahiptir. Üstelik R-32 tek bileşenli bir soğutucu akışkan olduğundan geri dönüşümü de kolaydır. Genel olarak [1];
R32 Ozon Tabakasına zarar vermez (ODP=0)
R410A’nın GWP değeri 2088 iken R32’nin GWP değeri R410A’nın GWP değerinin yalnızca üçte biridir (R32 GWP=675). Bu yüzden R32, R410A’ya göre daha çevre dostudur.
R32 kullanıldığında daha az soğutucu akışkan kullanımı mümkündür. (yaklaşık %20 daha az)
R410A ile kıyaslandığında R32 daha yüksek enerji verimliliği sağlar. (Örn: 4 kW’lık sistemde ort %6 verim artışı)
R32 kullanıldığında R410A’lı bir sisteme göre daha kompakt tasarım mümkündür. (Örn: hacimsel olarak yaklaşık %20 daha az yer kaplar)
R32, R410A’nın bir bileşeni olduğundan R32 tedariğinde herhangi bir problem yoktur.
R32 tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri dönüşümü ve yeniden kullanımı kolaydır.
‘’KLİMALAR DOĞRU KULLANILDIĞI TAKDİRDE İNSANLARA SAĞLIKLI, KONFORLU VE ÇALIŞIP YAŞAMAK İÇİN UYGUN ORTAMLAR SUNAR’’
■ Klimanın sağlığa zararlı olduğunu düşünen bir kesim hala mevcut. Peki klima sağlığa zararlıdır önyargısı neden oluştu?
Sağlıklı ve konforlu klima kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
- Klimanın üfleme yönü ayarları, yakın mesafeden insan vücuduna doğrudan tesir etmeyecek şekilde yapılmalıdır.
- Klimanız soğutma modunda (ayarında) çalışırken, çok düşük sıcaklığa ayarlanarak daha hızlı serinlik elde edilemez. Türkiye koşullarında 24-26°C’ler en rahat edilebilecek ortam sıcaklık ayarı aralığıdır. Düşürülen her bir derece, klimanın elektrik tüketimini %10 arttırır. Benzer şekilde Klimanın Isıtma modunda (ayarında) çalışırken de çok yüksek sıcaklığa ayarlanmaması gereklidir. Klimanın üfleme hızı gereğinden yüksek tutulmamalıdır.
- Filtrelerin kullanım kılavuzunda belirtilen aralıklarla temizlenmesi ve klimanızın yetkili servisler tarafından periyodik bakımının yapılması iç hava kalitesini belirgin ölçüde arttırır.
- Nemli günlerde klimanın nem alma modunda (ayarında) ça-lıştırılması önerilir.
Sonuç olarak, günümüzde teknolojinin sunduğu tüm olanakların doğru kullanılması gerekir. Kullanımı gayet basit olan klimalar da doğru kullanıldığı takdirde insanlara sağlıklı, konforlu ve çalışıp yaşamak için uygun ortamlar sunar.
■ Klima kullanmanın avantajları nelerdir?
Klima sağlık için gereklidir.
Alerji hastaları için iç hava kalitesi oldukça önemlidir. Ortam neminin ideal şartlarda olması ile bakteri ve diğer mikroorganizmaların üremesini engelleyerek sağlıklı hava şartlandırması yapılabilir. Havanın uygun şekilde şartlandırılması özellikle yaşlılara, kalp, tansiyon, şeker ve astım rahatsızlığı olan insanlara tavsiye edilmektedir. Nem düzeyinin ideal düzeyde olması aşırı terleme, yorgunluk, öksürük gibi pek çok teşhis konulmamış semptomları ortadan kaldırır.
Klimalar verimliliği de arttırır.
Ofislerde klima, çalışanların konsantrasyon süresine olumlu etki yaparak verimliliğini arttırır. Sıcaklık ve nem arttıkça terleme, su kaybı ve stres de hızla artar. Klimalar bu gibi durumların önüne geçilmesine yardımcı olurlar. Ayrıca klimalar okullarda konfor şartlarına olumlu etki yaparak başarı düzeyini etkiler.
■ Sağlıklı ve verimli iklimlendirme koşulları nelerdir?
Yaşam kalitesi ve sağlık için, konfor aralığı, dış ortam sıcaklığına da bağlı olarak kış şartlarında 20-22 °C – yaz şartlarında ise 24-27 °C ve % 40 – 60 bağıl nem değerleri tercih edilmelidir.
‘’KONFOR ŞARTLARI İÇİN İSE ORTAM HAVASI TEMİZ VE TAZE OLMALI’’
■ İklimlendirme neden önemlidir?
Kapalı bir mekanda bizi çevreleyen havanın sıcaklığının, nem oranının, hızının ve temizliğinin yıl boyunca istenen koşullarda tutulması işlemine “iklimlendirme” denir. Klima cihazları, herhangi bir ortamda uygun konfor şartları oluşturmak adına bu gereklilikleri yerine getirmekle sorumludurlar.
Konfor şartları için ise ortam havası temiz ve taze olmalı; Toz, duman, polen ve diğer zararlı maddelerden arındırılmış olmalıdır. Günümüzde üretilen klimalar bu maddelerin filtrelenmesi için gerekli teknolojiye sahiptir.
Klimalar kış mevsiminde uygun iklim bölgelerinde çok daha verimli şekilde ısıtma da sağlayabilirler.
■ İSKİD’in önümüzdeki dönem hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
- Sektörün araştırma-geliştirme altyapısının ve üniversite-sanayi iş birliğinin geliştirilmesi,
- Sektöre uygun kalifiye iş gücü yetiştirilmesinin teşvik edilmesi,
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının, yüksek verimli ürünlerin, yenilikçi teknolojiler ile uygulamalarının teşvik edilmesi,
- Ulusal ve uluslararası medyada etkinliğin arttırılması,
- Yönetmelik ve standartların takibi, güncellenmesi, gerektiğinde şartname oluşturma ve piyasa gözetimimizin etkinleştirilmesi ile haksız rekabeti önleyerek güvenilir sektör imajının korunması,
- Sanayi-Devlet ilişkilerinin güçlendirilmesi,
- Kaliteli Türk malı imajının uluslararası pazarlarda tanıtılması ve saygınlığının arttırılması;
- Uluslararası kurumlarla iş birliklerinin arttırılması.
Haberleri paylaşmak ister misiniz ?